8 Haziran 2011 Çarşamba

gülümseme

...
genç adam henüz üzüm suyuna ulaşamadan içmiş gibi olmuştu zaten.. "ben de dudaklarını içerim.." sözü ve öncesinden iki nemli buse başını döndürmüştü. bunu kendine itiraf etmek istemedi ama genç kadının sıcak, istekli ve gülümseyen hali etkilemişti onu biraz. diyecek bir şey bulamadı o sırada. o da gülümsedi, biraz uzanıp az önce o güzel buseyi konduran dudaklarla yanağının birleştiği yere, ama tam oraya bu sefer diğerlerinden birazcık daha uzun ama onlar kadar masum bir öpücük kondurdu. tadı güzeldi..
...

...
bayan karamel saç ellerini çekmeden, bundan cesaret alan genç adam da avuçları ile yanaklarını kavradı genç kadının; çok yumuşak bir dokunuş ile.. gözlerine baktı şöyle bir ve zaten o sırada sarıldı genç kadın. bu şefkatli kucak ikisine de iyi gelmiş olacak ki bir süre öyle kaldılar.
...

...
mutlu ve güvende hissetmek! genç adam gerek genç kadının nefes alışverişlerinden gerekse yüzündeki ifadeden bunu tahmin ediyor. bunu anlayabiliyor çünkü bu iki yeti kendisi için de önemli. dolayısıyla biliyor.. bayan karamel saçın kokusunu içine çekmesi ise bambaşka, bunun farkına varmak genç adamı gülümsetiyor. kokunun genç kadın tarafından da önemli olduğunu anlaması demek çünkü. yüzündeki o gülümseme fakat yine belli belirsiz bir çekince ile karamel saçlara dokunuyor..
...