27 Eylül 2009 Pazar

sen de mi brütüs

hayatımızda çok az olmakla beraber önem verdiğimiz, her şeyi konuşabildiğimiz, birlikte gülüp/ağlayabildiğimiz kişiler vardır. öyle ki insan en yakını/sevdiği kişi ile paylaşamadığı şeyleri bile oturup onunla paylaşır ve o kişi günün birinde öyle bir söz eder ki nasıl yani yaa der susar kalırsın. çünkü kırılmışsındır. kırmak istemezsin.
bir kez daha anladım ki benim başıma ne geliyorsa samimi olmamdan geliyor...

vee yaşar şöyle diyor

alıştım alıştım alıştım
alışmalara çalıştım
bütün bu olanlardan
bütün yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa sabır...

bana dair

bu sabah kahvaltıyı dışarıda yapacağım için erken kalktım. hazırlanıp tam gözüme rimelimi sürdüm ki sol gözümde bir batma salya sümük bi hale geldim. kahvaltı öncesi doktora mı gitsem acaba diye düşünürken yola çıktım. doktor da pazar günleri muayenehanesinde olmuyormuş:( mecbur hafta içine kaldı.
ben tüm o batmaya rağmen gidip sarıyer de kahvaltımı yaptım:) bu arada vatan cd. ni saat 14.00 kadar trafiğe kapadıkları için baya bi dolanmak zorunda kaldım. neyse kahvaltı sonrası her zaman ki uğrak yerim olan istinyepark a uğradım. fazla oyalanmadan eve geldim.
gözüm şimdi daha iyi.

26 Eylül 2009 Cumartesi

mim

şu an çantanda neler var?

ben büyük çanta kullanmayı sevmeyenlerdenim. çok da düzenli çanta kullanırım. çantamı doldurmayı da hiç sevmem.

*cüzdan ( kimlik, kartlar, para... )
*telefon ( kulaklık, şarj )
*ıslak mendil
*selpak
*anahtarlar
*gözlük
*2 tane dudak parlatıcısı
*bademli çikolata
*ped ( her çantamda vardır )
*küçük boy moleskine
*kalem

gelelim mimi paslamaya
stil direktoru
zardan kadin
sinirli prenses

refleks

kendisini yanlış ifade ettiğini söyleyen birine, ee madem öyle bir kez daha dene öyleyse dediğimde neden -beni sıkıştırma der ki? ben nedenini biliyorum ve bu yazıyı okucayacağını da biliyorum. seni sıkıştırdığım falan da yok. kendini yanlış ifade ettiğini söyleyen sensin. belli ki söylemek istediğin bir şeyler var. ben seni tüm düşüncelerinle başbaşa bırakıyorum. önce kendi içinde ki fırtınaları dindir...

25 Eylül 2009 Cuma

canımcım

sevgili S. ören deymiş (-----z) dün öğrendim. işyeri 3 gün ücretsiz izin verince tatili 7 güne çıkarmış. ne güzeldir şimdi orası.
ah bir de şu vakit ayırma işine bir çözüm bulsan her şey çok daha güzel olucak. bunu her şeyin yavaş yavaş yoluna girdiğini bildiğimden söylüyorum.

üzerimde kısa beyaz bir ip buldum. sevdiğimi görücem. öyle derler:)

24 Eylül 2009 Perşembe

gülüşlerim düş oldu

*biriyle bir şeyler paylaşmak istediğinde mesafeleri bahane ediyorsa ortada paylaşılacak bir şey yok demektir.

*nazan öncel hayranıyım fakat bu aralar sezen dinliyorum.

geçer geçer daha öncekiler gibi
bu da geçer neler neler geçmedi ki
yine düşer deli divane gönlüm aşka
aşka
aşka
aşka vurgunum ben

*3 arkadaşı blogger dünyasına kazandırıyorum. bloglardan biri bitti, biri yapım aşamasında, diğeri de önümüzde ki günlerde oluşacak.

23 Eylül 2009 Çarşamba

vurgun yedim

*bir sözüne ''işte bu'' dersin tanımaya karar verirsin. tanır, değer verirsin. değer verir, seversin. sever, özlersin. yoğunum der, arayıp/sormaz-gelip/gitmez peki (pekilerim tehlikelidir) dersin. bunları dile getirirsin, -kızma bana der. rahatlığın da bu kadarı pes doğrusu.

*kendimi dondurmak istiyorum. 20 yıl sonra kaldığım yerden devam etmek şartıyla. yok mu bunun bir formülü?

*sol el bileğimi incitmişim:(

*ramazan bitti bitmesine de benim tüm uyku düzenim bozuldu. gece hiç uyuyamadım.

*gelelim başlığa. mfö şarkısı. sözlerini de yazıyım da tam olsun.

aşkta böyle derinlere inmeseydim
sevenlerden başka türlü sevmeseydim
tapar gibi yüzüne yüz sürmeseydim
geceleri yollarına düşmeseydim
vurgun yedim
bu sevdadan vurgun yedim

yok ben sözleriyle yetinemem diyorsanız linke tıklayın.

22 Eylül 2009 Salı

sonbaharda aşk başkadır


*ben bu sonbahar aşık olmak istiyorum. hatta sadece aşık olmakla kalmak istemiyorum.

*bugün bir ara telefonum çaldı. bir süre telefona bakakaldım. çünkü hiç beklemediğim biri arıyordu. nasıl şaşırdım anlatamam.

*ramazan da iftar organizasyonları derken bugün de arkadaşlarla bayramlaşmak için bir cafe de toplandık. ortam önce biraz baydı fakat sonrasın da yeni bi oturma düzeni yapılmasıyla daha sıcak oldu. unutmadan son zamanlarda dışarıda yediğim en güzel tiramisu yu yedim:)

16 Eylül 2009 Çarşamba

kadınsal mevzular

*spor ve klasik kıyafetleri bir arada kullanmayı seviyorum. kumaş pantolon, tunik, topuklu ayakkabı ve kot mont gibi gibi...

*sonbahar geldi ama benim yakalar bir türlü kapanmadı. hoş yaz-kış fark etmiyor. mubarek hep açık. napim ruhum böyle. her şeyden vazgeçerim dekoltemden asla.

*kış dedim de kendimi bildim bileli 2 parfüm kullanırım. biri burberry (clasic) diğeri joop. maalesef uzun bir süre önce joop un bayanı üretimden kaldırıldı. yeni üretilen unisex i de ben beğenmiyorum. kış için ideal kokuydu. nedense erkeği hala piyasada. ''ama haksızlık bu...'' calimero yu hatırlayan var mı?

15 Eylül 2009 Salı

kelimelere inancımı sarsan simgeler var

*geçenlerde biri –ne zamandır aklımdasın, arayıp ziyaretine gelmeyi düşünüyordum dedi. çok merak ediyorum acaba kendi bu dediğine inandı mı?

*verdiğim ve aldığım sözleri unutmam. hiçbir şeyi unutmadığım gibi ama insanlar söyledikleri şeyleri çok çabuk unutuyorlar.

*ben her zaman kendi bildiğimi yaparım. kafamda soru işareti kalacağına yaşayarak görmek daha mantıklı.

*cnbc-e de izlediğim dizilere bir yenisi daha eklendi. leverage.

*n’olcak bu beşiktaş ın hali.

14 Eylül 2009 Pazartesi

mim geldi hanımm

sevgili Pretty in Think beni mimlemiş ve ben yeni gördüm:( daha fazla bekletmeden cevaplara geçiyim.


1- bloguna neden bu adı verdin?
çünkü çocukluğumda geçmeyen zaman artık çok çabuk geçiyor. beni de bir telaş almış durumda.

2- blog yazarken star tribiyle istediğin, olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı?
evet var. sessizlik.

3- en son satın aldığın garip şey nedir?
ben her gün bir şeyler alıyorum ama aklıma aldığım garip bir şey gelmedi. ne garip kızım ben ya.

4- şeker gibi olduğun anlar ne zamanlardır?
hep şeker gibiyim. uykumu alamadığım zamanlar hariç.

5- ''arkadaşım artık sormayın şunları!" dediğin şeyler nelerdir?
yaş kaç oldu? kilo mu aldın-verdin? evlilik yok mu?

6- seksin sendeki rengi nedir?
renge gerek var mı?

7- aynaya bakınca gördüğün nedir?
karamel tadında birini görüyorum.

8- kendini okutan blog dediğin bloglar hangileri?
gözetlediklerim bölümünde ki tüm bloglar.

9- bu blogun sahibi/sahibesi ile karşılaşabileceğin yerler nerelerdir?
ege(akçay), istinyepark, capacıty

şimdi de gelelim mimlemeye

astronotfehmi
kahve perisi
sihirlisepet

12 Eylül 2009 Cumartesi

bir eylül akşamı

*şimdi girdim eve. bu akşam arkadaşlarla tophane fasuli de buluştuk. anlayacağınız hareketli bir iftar yemeğinden geliyorum. 56 kişi bir araya gelir de hareket olmaz mı:) yemekler fena değildi ama sohbet, eğlence ve arkadaşları görmek güzeldi. çarşamba akşamı 70 kişiyle bir başka iftar yemeğimiz daha var.

*fırsat bulamadığı için arayıp sormayan kişilere söyleyecek bir sözüm yok.

*birkaç gün önce bir blog keşfettim. sizinle de paylaşmak istiyorum burcinindenemeleri

*bu aralar dilime fikret kızılok un bir parçası dolanmış durumda

bir gün olsun unutunca
dışımda kalıyorsun
oysa seni düşününce
içime sığmıyorsun
zaman zaman o zaman
zaman zaman o zaman

6 Eylül 2009 Pazar

sevmeye göreyim

ben her zaman kadın/erkek seviyorsa sevdiğini söylemesinden yanay(d)ım.
ama bunu bir daha söyleyeceğimi, söyleyebileceğimi sanmıyorum/düşünmüyorum.
bundan sonra kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceğim.
artık kimseyi hayatımın merkezine oturtmayacağım.
her zaman önce ''ben'' geleceğim.

E. geldi Y. gitti

*ek$inin en mütevazi, en sevilen, en hoş sohbet, en iyi dinleyici yazarı lurgee blogumun gossip girl e benzediğini söyledi:)

*yazdıklarını çok severek okuduğum bir blog var(dı) SU'dan. bir süredir post girmediği için bi bakıyım dedim ve şu yazıyla karşılaştım. maalesef, aradığınız blog mevcut değil. sevgili SU okuyorsan bir ses ver.

*SU'dan diyince aklıma bir metin yıldız esprisi geldi. ''sudan'a gittim sudan sebeplerle.''

not:başlık lurgee deyimi.


5 Eylül 2009 Cumartesi

duygusal krizdeyim

az önce bir şey gördüm. daha doğrusu öncesinde hissettim. hatta geç bile farketmiş olabilirim. nedense öyle düşünüyorum. çünkü içimdeki ses bana öyle söylüyor. kitlendim. şu an kafam biraz karışık. aslında biraz değil baya bi karışık. düşünüyorum ama olup bitene bir anlam veremiyorum. ahh yine beni küstürüyorlar.herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmekten yoruldum. bir gün birinin çıkıp -ben senin yerine herşeyi düşündüm demesini o kadar çok istiyorum ki.

4 Eylül 2009 Cuma

kısa kısa

*karamel olan saçlarımın üstüne sarı gölge attırdım. en kısa zamanda karamele dönüş yapıcam. kuaförde yeni biri başlamış. çok yakışıklı. bir ara kulağımı uçuruyordu. sinirlenmek yerine ben nasıl koptum anlatamam. neyse ki tek parçayım.

*bir süredir görüşmediğim, konuşmadığım biri var ve bu durum benim canımı çokk sıkıyor.

*şu an fonda sezen çalıyor

gel sarıl bana sarıl seni istiyorumm
gel neden bilmem özlüyorum ellerini ver
yok yalan değil artık inkar etmiyorum yeter
hatta belki seviyorum istiyorsan eğer

*kulakları çınlasın geçtiğimiz günlerde biriyle sohbet ederken pikniğe gidelim demişti. ben de 2 kişiyle piknik olmaz dedim. o da -ben 5 kişilik yerim dedi.
neden ve nerden bilmem aklıma geldi.

*kulağı bile delik olmayan ben sağ bileğimin içine dövme yaptırmak istiyorum.

1 Eylül 2009 Salı

hala umudum var

niyetim bu sene bayram dahil sezonu 2 tatille kapatmaktı. kapatmaktı diyorum çünkü birkaç gündür yaptığım araştırmalar sonucunda işletmecilerin fiyatları bir hayli uçurduğuna şahit oldum. araştırmaya safronbolu dan girip ağva dan çıktım. adam 4 günlük pakete 900 tl. demedi mi o an söylemek istediklerim resmen gözlerimden okunuyordu. şunun şurasında kısa bir tatil yapmaktı niyetim. zaman kısıtlı olsa da ben araştırmaya devam ediyorum. hani olurda daha uygun bir fiyata nezih bir yer bulup rezervasyon yaptırabilirim diye. şayet gidemesem de öyle çokk üzülecek değilim. nasip kısmet diyorum ve ekliyorum.

kısmet belki de şoför ismet:)