22 Aralık 2009 Salı

yorum - cevap

az önce ''ilişki üzerine'' kaydım için yorum aldım ve bunu post olarak girmeye karar verdim. çünkü yorum sadece beni değil o kayda yorum yapan herkesi ilgilendiriyor diye düşündüm.

yorum

tırt olan krishnamurti'nin söyledikleri mi yoksa iki-üç cümleden bir kitabı anlamaya çalışmak mı ya da yazarın ismine bakarak ''isminde hayır yoktu zaten'' demek mi? krishnamurti'nin gerçekleri çarpıtmadan söylemesi ve kendini beğendirme çabası içine girmeden sadece aydınlatması benim için sıkıcı olmaktan öte hayranlık duyulasıdır.


lütfen önyargılarımızı bir kenara koyalım. krishnamurti'yi biraz olsun araştırıp okuyalım ve okurken krishnamurti'ye ve söylediklerine kafamızdan not vermek veya ''ben zaten bunları biliyorum'' demek yerine, bu tür yanılgılara hiç kapılmadan sadece söylenenlerle ilgilenelim. krishnamurti dosttur, tanrı'nın hediyesidir. ve inanın ben bunları krishnamurti'yi savunmaktan öte sizin önyargılarınızı yıkmak için yazıyorum.

ve benim bu güzeller güzeli, ışık saçan kıymetli insanı kötü savunmuş olmam bile onun güzelliğine gölge düşüremez. onun ışığına karanlıkta kalmış herkesin ihtiyacı var. yok eğer siz de böyle aydınlanmış ve insanlara ışık tutuyorsanız o zaman ben size daha çok saygı duyarım.

lütfen krishnamurti'yi bu birkaç cümlesiyle düşünmeyin. ayrıca bu sözleri de önyargılarınızı kırıp ve sözlerin üstünde yazan ''tavsiye etmiyorum'' cümlesinden etkilenmeden okuyabilirsiniz.

cevap

öncelikle ''iki-üç cümle'' sözüne katılmıyorum. çünkü kitabı sonuna kadar okudum. diğerini de okumaya devam ediyorum.

söylediğin gibi önyargılı biri olsaydım, tavsiye üzerine kitabı alıp okumazdım.

''gerçekleri çarpıtmak'' ben ve yorum yapanlar böyle bir şey söylemedik. yazarın bilinen gerçeklerden bahsettiği aşikar. fakat dediğim gibi önceden okumuş olsaydım bana çok şey katardı. ayrıca bahsedilen/bahsettiğin gerçekliğe okumakla ulaşılmıyor. (yazara göre de bu böyle)

son olarak kitabı okuyan biri olarak ''tavsiye etmiyorum'' deme hakkını kendimde görüyorum.